Reikinin sisteminin kurucusu Mikao Usui 1865'te Yamagata, Japonya'da saygın bir samuray ailesinde doğdu. 2. Dünya Savaşı sonrası Japon karşıtı olan Amerikan bilincine reikiyi sempatik kılabilmek için Usui'nin Hıristiyan olduğu aşılansa da (halen birçok Amerikan reiki sitesinde öyle yazar) bu bilgi gerçek değildir. Usui Tendai Budist doktriniyle büyütülüp ''Zaike'' denilen bir ruhban sınıfına mensup oldu. Zamanla da ''Şungendo'' denilen ve Budizm, Şintoizm ile Taoizm karışımı olan spiritüel bir pratiği benimsedi. Şungendonun etkisi reikide kullanılan bazı Japonca mantra ve tekniklerde görülebilir.
Usui ilk eğitimini bir Tendai manastırında tamamladı ve devamında ait olduğu sosyal sınıfın erkeklerinden beklenildiği gibi geniş kapsamlı ve donanımlı bir eğitim hayatı oldu. Çocukken aiki jutsu ile başlayan dövüş sanatları eğitimi zamanla en üst seviye yagyu ryu (zen kökenli spiritüel inanış ve uygulamalarla iç içe geçmiş silah kullanma ve dövüş sanatı tekniği) ünvanı kazanmasıyla devam etti.
Japonya içinde ve dışında çok seyahat eden, çok farklı kariyerler deneyimleyen Usui; bir dönem için Japon bir politikacının özel sekreterliğini de yaptı.
Dağlarda Gelen İlham
Japonların deyişiyle ''ilahi ilham'' Usui'ye önemli bir meditasyon ve inziva yeri olarak bilinen Kurama Dağı'nda 21 günlük bir meditasyonu tamamladıktan sonra geldi. Her zaman enerji teknikleriyle (bunlardan biri teate) yakından ilgili olan Usui, yaşadığı bu yeni deneyimle enerji ve kendi öğretileri hakkında yeni bir bakış açısına sahip oldu. Reiki Ryôhô'yu döneminin diğer enerji tekniklerinden ayıran en büyük özelliklerden biri olan ''reiju''yu, yani inisiyasyonu, Usui özellikle öğrecilerinde spiritüel birlikteliği ve enerji akışını kuvvetlendirmek için sıkça kullanmaya başladı. Zamanla öğretileri ve şifa becerisiyle ünü artan Usui, Dr. Chujiro Hayashi gibi öğrencilerinin de yardımıyla daha sistematik bir şekilde şifa tekniklerini öğretir oldu.
Reiki İsminin Gelişi
Usui ve ilk öğrencileri bu günkü adıyla reikiyi uygularken, ortada henüz bu pratiğin bir ismi yoktu. O dönemde reiki yazımında kullanılan Japonca karakterler (Kanjiler) Japonya'da yaygın bir şekilde farklı bağlamlarda kullanılıyordu. Ne zaman bu pratik Japonya sınırlarını aştı, ''ruhsal enerji'' anlamını veren kanjilerle yazılan reiki ismini aldı.
5 Ana Prensip
Usui öğrencilerine spiritüel gelişimleri ve şifa serüvenlerinde yardımcı olması için Japoncada gokai denilen 5 ana prensip öğretti:
''Sadece bu gün:
Kızma,
Endişelenme,
Alçakgönüllü ol,
İşini dürüstçe yap,
Kendine ve başkalarına karşı merhametli ol.''
Mikao Usui
Bu prensiplerin ''Sadece bu gün'' le başlaması anda kalmanın önemini vurguluyor. Eckhart Tolle'nin ''Şimdinin Gücü'' kitabında belirttiği gibi kendimiz ve başkaları için acıya sebep olmak, geçmiş acılardan arta kalan ağırlığı üstümüzde taşımak istemiyorsak bunlar için zaman yaratmayı bırakıp şu ana odaklanmamız gerek. Değişemeyecek bir geçmiş ve bilinmeyen bir geleceğin şu anın gerçeğinin önüne geçmesine izin vermemeliyiz. Şu an ne yapıyorsak ona odaklanmak ve onu düzgün bir şekilde yapmak, anılar ya da geleceğe yönelik korku ve beklentiler tarafından ele geçirilmemizi engeller. Anda kalmak mental berraklığımızı arttırır ve bize psikolojik rahatlama getirir.
Sadece şu an öfkelenmediğiniz yani kendi güdülerinizin kurbanı olmadığınızda enerjinizin odağı daha faydalı işler yapmak için size döner. Bazı insanlar öfkenin onlara enerji ve cesaret getirdiğini bu yüzden de faydalı olabileceğini söyler. Fakat bu öfkenin getireceği enerji çoğu zaman kör ve yokedici bir enerjidir. Endişe etmenin de öfke gibi kişinin üstünde yıkıcı etkileri vardır. Stres bağışıklık sisteminin düşmanıdır. Endişe ve korku kişinin Allah'a, evrenin işleyişine, yaşama olan inancını zedeler ve anda kalmasını engeller. İnsan kendi zihninde hapsolur.
Usui'nin alçakgönüllülükten kastettiği ise insanın her zaman daha fazlasını isteyen ve elinde olmayana odaklanan bakışını kalbine çevirmesi, sahip olduğu şeylerin kıymetini bilip şükredebilmesidir. Kişi kendini değerini çeşitli etiketler üzerinden belirlediği zaman, kendi varoluşunu sınırlandırmış olur. Eğer biz kendimizi sadece görüntümüz, işimiz, ilişkimiz veya bir yeteneğimiz üzerinden değerli hissedersek bir sebepten ötürü bunları kaybettiğimizde kendimizi de kaybetmiş, değerimizi sıfırlamış oluruz. Oysa insan bunlardan çok daha fazlasıdır.
''İşini dürüstçe yap'' prensibinde bahsedilen ise reiki uygulayıcısının, master'ının dürüst bir şekilde ruhsal gelişimine sadık kalması, insanlarda üstünlük kurmak ve ego tatmini için sürekli spiritüel bilgisini kullanan bir ''spiritüel materyaliste''dönüşmemesidir. Gerçek şifa için kişinin kendisine karşı dürüst olması gerekir. Şeklin özün önüne geçmesi inancı zedeler, mesajı manasızlaştırır.
Kendimiz ve başkalarına karşı merhametli olmamız ise birlik bilinciyle bağdaşır. Evrende tüm varoluşla olan bağımızı hatırlamak önemlidir. Merhamet, anlayış ve kibarlıkla deneyimlenir. Başkalarının hatalarına karşı aşırı yargılayıcı olmak kendimize karşı aşırı yargılayıcı olmamıza sebep olur. Oysa hata yapmak insan olmaktır. Kusurlarımızın olabileceğini kabul etmektir. Merhamet insanın kalbini besler. Nasıl başkalarına karşı merhamet gösteriyorsak kendimize karşı merhamet göstermemiz gerekir. Kendimize karşı merhamet göstermek narsizm demek değildir. Tersine insanın kendine şefkat gösterebilmesi, alçakgönüllü bir şekilde insan doğasını, aciziyetini kabul etmesi ve hata yapabileceği gerçeğiyle yüzleşmesidir.
Kaynak: Bronwen and Frans Stiene, 2008. The Reiki Sourcebook. Winchester: CPI Anthony Rowe
Comments