Psişik Egoyu Fark Etmek
- mervesevinc
- 20 Kas
- 3 dakikada okunur
Spiritüel yolculukta çoğumuzun farkında bile olmadan temas ettiği bir yapı vardır: psişik ego. Normal egodan farklı olarak psişik ego, kişinin sadece kişisel kimliğine değil, “özel”, “seçilmiş”, “farklı” olduğuna dair ruhsal bir hikâyeye tutunmasıyla şekillenir.

Psişik ego, kişinin enerjisel yetenekleri, sezgileri, rüyaları, rehber bağlantıları ya da şifacılık pratikleri etrafında oluşur. Ve genelde çok sinsi ilerler: bir gelişme yaşandığında, güçlü bir deneyim alındığında ya da doğru bir öngörüde bulunulduğunda içten içe “ben diğerlerinden farklıyım” diyen o sesi üretir. Bu ses başta masum gibi görünür, ama tekrarlandıkça süper kahramanı olduğunuz bir hikayeye, fazla parlak bir filtreye dönüşerek gerçekliği bulandırmaya başlar.
Zamanla büyüyen bu yapı, psişik ego, spiritüel gelişimi desteklemek yerine onu zehirleyen ve kolay fark edilmeyen, belli belirsiz bir gölgedir.
Bu gölgenin en tehlikeli yanı, kişinin bazen kendi yanılgılarını, önyargılarını ve inanç kalıplarını da “ruhsal mesaj” diye algılamasıdır. Ego, kişisel arzularını ya da korkularını alır, onları spiritüel paketlere sarar ve “bu bir işaret”, “bu bir görev”, “bu bir kanal mesajı” gibi sunar. Kişi bunu fark etmediği sürece kendi psişik egosunun yarattığı bir mizansenin içinde yaşamaya başlar.
Tehlikenin diğer bir boyutu ise psişik gücün kimliğin en önemli unsuru haline dönüşmesidir. Örneğin şifacı olmak, güçlü sezgiler, rüya görmek, görü almak… Bunların hepsi kiminde daha açık ya da kapalı doğal yetilerdir ve üstüne eğilip zaman harcadıkça da gelişirler. Çeşitli sebeplerden ötürü körelebilirler de. Ama psişik ego kişide bunları kişisel değerin temeli haline getirir: “Eğer bunlar varsa değerliyim, yoksa sıradanım.” O zaman kişi sürekli daha büyük deneyim, daha özel his, daha yüksek titreşim peşine düşer. Sürekli bir onay ihtiyacı doğar. “Doğru bildim”, “hissettiğim çıktı”, “rehberim bunu söyledi” gibi doğrulamalar, bu egoyu daha da şişirir.
Evet, belki de inanılmaz psişiksiniz. Aldığınız rehberlik, ruhsal alandan gelen tesir safa yakın ve çok güçlü olabilir. Hatta rüyalarınız, sezgileriniz, görüleriniz genel olarak oldukça isabetlidir. Fakat, "ben asla yanılmam, ben ne gördüysem o olur, ben hissettiysem yüzde yüz doğrudur" tarz cümleler sağlıklı değildir.
Yıllar boyunca yurtdışında ve Türkiye’de, profesyonel olsun olmasın pek çok psişik insanla tanıştım, aynı ortamlarda bulundum. Hepsi farklı seviyelerde, farklı alanlarda psişik yetenekler taşıyordu: kimi rüyacıydı, kimi duru görü sahibiydi, kiminde duru biliş çok güçlüydü. Birçoğu gerçekten sıra dışı deneyimler yaşayan, geleceğe dair öngörüleri çıkan ya da yoğun rehberlik alan kişilerdi. Aralarında öngörüleri şaşırtıcı derecede tutanlar da vardı; ama hiçbiri yüzde yüz bir şeyi bilemedi. Trajik olan ise onlara hatalı tahmin ettikleri bir olayın doğrusunu anlattığımda bile kendi yanlış bilgilerine inanmayı seçmeleriydi.
İşte tehlike tam da burada başlıyor: kişi yeteneğine o kadar güvenir ki, hata yapma ihtimalini tamamen sıfırlar. Bu noktada psişik ego sessizce devreye girer ve kişiyi kendi yanılgısının içine hapseder. Öyle bir noktaya gelir ki kişi artık sezgisini değil, kendi yarattığı yansımayı dinler. Kendi gölgesini rehber sanır.
Bu yüzden spiritüel yolda en büyük ustalık, “özel” hissetmek değil; sessiz kalmayı, yanılabileceğini kabul etmeyi öğrenmektir.
Psişik ego bizim düşmanımız değil; farkındalık kazandıkça eriyen bir katman. Ama fark edilmediğinde insanın ruhsal yolculuğunu kendi içinden sabote eden en güçlü mekanizmalardan biri. Gerçek gelişim ise her zaman “ben kimim?” sorusuna daha dürüst, daha çıplak, daha arınmış bir cevap bulmaktan geçiyor.
İnsan olduğumuzu, her an en temiz enerjilere maruz kalmadığımızı ve tamamen saf bir deneyim yaşamadığımızı unutmamak gerekir. Bu nedenle psişik yeteneklerimiz de tıpkı bizler gibi etkilenir, bulanır, dalgalanır. Bu yüzden hem kendimize hem başkalarına “özel olduğumuzu” kanıtlama ihtiyacından sıyrılmalı, psişik deneyimi daha gerçek bir yerden görmeli ve hayatımıza entegre etmeliyiz.
Ruhsal yol, yükselmekten çok, kendimizi olduğumuz yere dürüstçe indirmeyi ister.



Yorumlar